Bir akşam, güzel bir Türk kadın olan Ayşe, erkek arkadaşı Ali ile birlikte bir restorana gidiyor. Ancak Ayşe, Ali ile öpüşmekten alıkoyamıyor kendini. Restoranın sahibi, onlara bu davranışı bırakmalarını söylüyor ve buranın bir aile yeri olduğunu hatırlatıyor.
Ayşe ve Ali, restoranın sahibine özür dileyip oturdukları masaya geri dönüyorlar. Ancak gözlerini birbirlerinden alamıyorlar. Aralarında hala bir elektrik var.
Siparişlerini verdikten sonra, Ayşe, Ali’ye yaklaşıyor ve ona fısıldayarak, “Gerçekten de çok zor oluyor, seninle beraberken öpüşmeden duramıyorum” diyor.
Ali gülerek, “Ben de aynı şekilde hissediyorum” diyor.
Ayşe’nin gözleri yine Ali’ye kayıyor. Kalabalığın içinde bile sadece onu görüyor. Aşkın verdiği güç, onları kontrol ediyor gibi.
Ancak restoran sahibi, hala endişeli. Onları gözlemliyor ve diğer müşterilerin rahatsız edildiğini fark ediyor.
Bir süre sonra, restoran sahibi tekrar masalarının yanına geliyor. Dikkatli bir şekilde yaklaşıyor ve Ayşe ile Ali’ye tatlı bir şekilde konuşuyor.
“Sizin için mutluluklar dilerim, ancak burası bir aile yeri ve bu tür davranışlar diğer müşterileri rahatsız edebiliyor. Lütfen buna dikkat edin” diyor.
Ayşe ve Ali utangaç bir şekilde özür diliyor ve öpüşmeyi bırakıyorlar. Restoran sahibinin sözlerini anlamış görünüyorlar.
Biraz daha sakinleşen çift, akşam yemeklerini keyifle yemeye devam ediyor. Her ne kadar öpüşme isteği hala içlerinde olsa da, restoranın diğer misafirlerini rahatsız etmemeye kararlılar.
Restorandan ayrılırken, Ayşe ve Ali birbirlerine kocaman bir gülümsemeyle bakıyorlar. Belki başka bir zaman, başka bir yerde bu öpücük arzusu gerçekleşebilir.